Soru 1:Boxer mı slip(erkek kilotu) mu?
Bill: Pekala, ben boxer tipi bir şey giyiyorum ama dar. Bol ve sarkan şeylerden hoşlanmam.
George:Evet, bende öyle.
Tom: Bolsa severim.
Bill:Tamam Georg ve ben hoşlanmıyoruz.
Tom sözünü kesiyor
Tom:Oh, güven bana burada bol olan çok şey...
Georg:Bizce bu bol olmamalı çünkü yapışması gerek.
Tom:Evet ama burada sizin için içine yapışacak hiç bir şey yok(Yeah, but there is nothing to tuck up for you diyodu bunu tam tercüme edemedim çünkü tuck up'ın anlamını bulamadım)
Bill:Pekala yeter. Dar boxer giyiyorum
Gustav:Boxer
Georg:Dar boxer
Tom:Boxer.
Soru 2:Mükemmel bir randevudan beklentileriniz nelerdir?(Bill soruyu sesli okuyor)
Tom: Bu benim sorum.
Bill: Bekle, bekle. Çektiğim kart nerede,yıldızlı olan?
Tom: Burada.
Bill: Sadece 1 saniyeliğine kenara koymuştum.
Tom: Soru neydi?
Gustav: Mükemmel bir randevudan beklentileriniz?
Tom/Georg: Mutlu son.
Bill: Pekala, gerçekten bilmiyorum...errrmmm... Çünkü hiç uygun bir randevum olmadı. Bu her zaman arkadaş toplantısı gibiydi ve burada bir de kız olurdu ve bu kız öpmeye başlardı. Ama asıl randevuda mum ışıklarında akşam yemeği olur ve siz karşılıklı oturursunuz. Böyle bir randevum hiç olmadı, ama olmasını isterdim. Bence bu gerçekten hoş çünkü ben tamamen romatiğim ama bu şimdiye kadar hiç olmadı.
Soru 3: En iyi chat yöntemi nedir?
Bill: Kızlarla konuçmak için hiç chat'i kullanmadım, bu çok eski moda.
Tom: En iyisi chat odası dışında bir kızla konuşmaktır. Bu benim için işe yarar ama diğerleri için öyle olmayabilir.
Bill: Peki, sadece bir kıza doğru gidip "Hey tatlım, nasılsın?" diyemezsin, bu saçma. Sadece konuçmaya başlarsın. Ama chat bu konuda her zaman kötüdür, ne söylediğinin önemi yoktur.
Peki bekleyin, bunu ben seçicem.
Soru 4: Bill, sen bir stil ikonusun. Hiç giysi dizayn etmeyi düşündün mü?(okumayı bitiremiyor çünkü diğerleri gülmeye başlıyor ve "Evet, doğru!" diyorlar)
Bill: Bunu neden benim çektiğimi biliyorum, çizgili pantolonum yüzünden(kendini koruyor)
Bill: Evet yaptım. Kendi giysilerimi kendim tasarlardım.
Tom(çevirmene):Sanırım soruyu da tercüme etmek zorundayız(çevirmen bunu daha sonra yapacağını söylüyor)
Bill:Evet, t-shirtlerimin dizaynını değiştirirdim ve hala bazen yapıyorum. Sadece aldığım şeylerin tasarımını değiştiriyorum. Bazı noktaları hayal edbilmekten çok hoşlanıyorum. Modanin bir parçasını tasarlarken çok eğleniyorum. Ve canımı sıkan ve beni sinirlendiren birşey var ki o da kadınlar için erkeklerden daha fazla giysi olması. Ve tahmin edebilirsiniz ki tasarlamak istediğim ilk şey erkekler için bir kreasyon. Çünkü erkeklerin kendisi için bir şey bulamaması çok kötü birşey. Eğer bir mağazaya giderseniz yemin ederim ki kadınlar ve kızlar için 2 kat var ama erkeklerin sadece 3 t-shirtten oluşan tek bir katları var bu yüzden evet, bunu yapmayı hayal ediyorum.
Tercüman çevirmeye başlıyor......Bill kesiyor:" Oh, stil ikonu parçasından bahsetmeyi unuttunuz"(herkes gülüyor)
Soru 5:Georg, sen arsız bi gülüşe sahipsin, bu sana hiç soruna yol açtı mı?
Tom: Bu pek sorun değil. Eğer bir kıza bu şekilde gülümserse emin olabilirsiniz ki tokatı yer.
Bill:Evet, o böylesine arsız bir surata sahipken bazen onu zombalamak isteyebilirsiniz. Bunu bende fark ettim bu yüzden bu güzel bir soru.
Soru 6:Tom, kasketini hiç çıkartıyor musun? Yoksa onu yatakta bile takıyor musun?(Tom sesli okuyor)
Tom: Hmm. Sabahları yaptığım ilk iş saçlarımı atkuyruğu yapmak ve sonrasında kasket takmak. Ama kesinlikle onsuz yatıyorum çünkü onunla birlikte uyunabileceğini düşünmüyorum. Bu sorunun kaç kaskete sahip olduğum hakkında olduğunu sanıyordum ama neyse(Bill gülüyor)
Soru 7: Bill: Pekala yeni soru;"Müziğinizi Amerika'da yayımlamak konusunda planlarınız var mı?"
Bill:Biz şu anda herşeyi adım adım yapıyoruz ama bunu yapmayı kesinlikle hayal ediyoruz ve Amerika'da yakın bir zamanda bulunduk ama bu gözlerden uzaktaydı, sadece nasıl olduğunu görmek için ve bundan gerçekten hoşlandık. Ama şu an için bunu yapmayı gerçekten düşünmüyoruz çünkü sadece İngiltere'de bulunabilmek ve burada müziğimi<i yapma şansına sahip olmak bile şaşırtıcı. Bu yüzden İngiltere'ye konsantre oluyor ve burada en iyi performansımızı sergilemeye çalışıyoruz. Amerika'da çalmak hoş olabilir ama şimdilik böyle bir plan yok.
Soru 8:(Tom soruyu okuyor) Amerika'da başınıza gelen en utandırıcı/rahatsız edici şey neydi?
Tom: Hmm. En utandırıcı/ can sıkıcı şey Georg'un da bizimle olmasıydı.
Georg:Böyle olacağını biliyordum.
Tom:Senin hakkında bir şeyin geleceğini biliyordun ama şakayı bilmiyordun.
Soru 9:(Georg okuyor)Fotoğraflardaki işaretler Spice Girls'ten mi esinlenildi?
(kahkahalar!!)
Bill:Şunu söylemeliyim ki ben modaya yatkın tek kişiyim. Bunu bazı işaretlerle yapmaya başladım çünkü söylemeliyim ki fotoğrafçılar kırmızı halıdayken kabalar(Tom onaylıyor ve çok kabalar diyor)
Bunu her zaman göremezsin ama bazen sana gerçekten kaba şeyler söylüyorlar ve çabucak öğrendim ki onları memnun etmek çok kolay ve ben fotoğrafta ne yapılacağı konusunda gerçekten vasattım. Bu yüzden sadece kolunu kaldırmanın yeterli olduğunu öğrendim ve herkes memnundu ve fotoğrafı elde ettiklerini düşündüler. Bu iki yıldır işe yarıyor.
Tom:Evet, şimdi sadece çabucak kolumuzu kaldırıyoruz, resim hazır oluyor ve ayrılabiliyoruz.
Soru 10:(Bill soruyu okuyor)Georg, ne sıklıkla antrenman yapıyorsun?
Bill:Bu soruyu sevdim
Tom:Bende
Bill:Gördüğünüz gibi pekte antrenman yapmıyor(takılıyor)
Georg:Düzenli olarak değil. Daha çok yapmak isterdim. Ama bunun için zamanım yok.
Tom:Kesinlikle yeterli antrenman yapmadığı şey penisi. Bunu gerçekten söyleyebilirsiniz.(ben bunu buraya yazmakta tereddüt ediyorum o röportajı yapan kadının yanında ne diyo =D)[gülüyorlar!!)
Sonraki kartı çekiyorlar. Bill"Bu benim için" diyor.
Soru 11: Kim gerçekten bütün kızları alıyor?
Georg:Bu çok kolay, resimdeki kişi(kartta Georg'un resmi var)
Bill:En çok Tom alıyor demiycem ama bu kesinlikle Georg'da değil(gülüyorlar!!)
Soru 12: Bill, biliyoruz ki el tırnaklarını sen boyuyorsun peki ayak tırnaklarını da boyuyor musun?
Bill:Tuhaf, bu soruyu dünde sordular ama daha önce himse bunun cevabını alamadı. Hayır ve yapmayacağım bir diğer şey de sandalet giymek. Bu yüzden, hayır boyamıyorum.
Soru 13:Bill, sahnede İngilizce şarkı söylerken hiç kazara Almanca'ya döndüğün oldu mu?(Bill okuyor)
Bill:Hayır, bir şeyleri hatırlamak benim için gerçekten çok kolay. Yani sözleri okuyorum ve söyleyebiliyırum. Ama itiraf etmeliyim ki İngilizce sözlerle daha zor çünkü hafızamda şarkının iki versiyonu birden var. Şimdiye kadar İngilizce'ye eksiksiz başladık bu yüzden bu daha önce hiç olmadı ama gelecekte eğer Almanya'daki bir showun ertesi günü İngiltere'de olursak bir kazaolabilir ve Almanca söyleyebilirim çünkü İngilizce sözleri hatırlayamayabilirim. Bu olabilir.
Sooru 14: TH şarkıları çalmıyor olsaydın, bunu dışında ne çalmak isterdin?
Tom:Eğer sadece kendiniz için çalıyorsanız... Dürüst olmak gerekirse biz çok fazla prova yapmıyoruz. Ama sadece kendiniz için çalmaya vaktiniz varsa rastgele çalıyorsunuz. Bazı şeyleri sadece geldiği gibi yapıyorsunuz ve bu sayede yeni şarkılar için yeni fikirler geliyor. Başkasının şarkılarını çalmıyorum, sadece kendiminkiler...
Soru 15:Bugün seni ne gülümsetti(Bill okuyor)
Bill:Bugün? Georg! Her zaman George.
Georg:Tek bir şey değil.
Tom:Georg. Çoğunluka ben, Georg'a şaka yoluyla dalga geçerek takılmak. Ama Georg'un çok beceriksiz olduğunu söyleyebilirsiniz. O eğer dikkat etmiyorsa her zaman duvarlara toslar ve bu sizi güldürür.(yerin dibine batırdı çocuğu =))
Soru 16:(bill okuyor)Gruptaki en tartışmacı kişi kim?
Bill:Tom ve ben diyorum.
Georg:Ama sen daha öndesin.
Bill:Evet, ben genelde çokça tartışırım, hepimiz çok tartışırız, ama en çok kimin olduğunu bilmek isterseniz, o benim.
Soru 17:Son okuduğunuz kitap neydi?(Georg okuyor)
Georg:Kesinlikle Playboy. Evet, evet kendim için söyleyebilirim ki kutsal alfabe o.(Tom'un dediği kadar var galiba kızlar konusunda beceriksizlikten Playboy'lara talim ediyo kanımca xD)
Bill:Son okuduğum kitap, ve okuduğum tek kitap, Nena'nın otobiyografisi. İsmi "Willst Du mit mir gegen"di. Bu benim kendi özgür irademle okuduğum tek kitaptı, okulda okumak zorunda olduklarım dışında. Kitaplara gerçekten meraklı değiliz.
Soru 18:Hepiniz(özellikle Tom)sürekli Georg'a sataşıyor gibi gözüküyorsunuz. O ne yaptı? Ve Georg, ne zaman öcünü alacaksın?
Tom:Neden Georg'a takılıyoruz= Bu sadece doğal gelişme. Çünkü o çok beceriksiz.
Georg:Can sıkıntısından.
Tom:Ve o sadece saçma şeyler yapıyor. (Georg'la konuşuyor)Bunu ne zaman ödeteceksin?
Georg:Eğer çevrede kimse yoksa, çünkü birileri varsa daha sonra ağlamaya başlarsın.(Ne diyosun bakim sen Tom'a=P)
Soru 19: Gustav, hepimiz fotoğraf becerilerinden etkilendik. Onların Bravo'da yayımlanması nasıl bir şeydi?
[Röportajı hazırlayan kişinin notu: Herkesten özür dilemeliyim. Araştırma yapmamıştım. Bu soru bana bir arkadaşım tarafından verildi. New York fotoğraflarından bahsediyordu, ama New York fotoğraflarının Gustav'ın olduğu konusunda bir fikrim yoktu. Bravo'nun Gustav'ın güzel paris fotoğraflarını yayımladığını fazr ettim-inanıyorum ki resmi sitedeydiler-ve bu sorunun ne kastettiği konusunda daha çok karışıklığığa sebep oldu. Üzgünüm!!]
Tom:Evet, ben etkilendim.
Bill diğerleriyle konuşuyor:Hangileri?
Gustav:Bilmiyorum.
Çevirmenler arasında tartışma oluyor ve oğlanlar başlıyor.
Çevirmen:Onları Bravo'ya verdiniz mi?
Gustav:Bilmiyorum.(kendi fotoğraflarınla ilgili hiçbişey bilmiyosun Allah aşkına ya sen biliyosun )Tom:Ah, sanırım onlar özel olanlardan bahsediyorlar. Online yayınlananlardan. Paris'ten gönderdiklerimiz.
Çevirmen:Bravo'dalar mıydı?
Tom:Evet bir kısmı.
(karışıklık)
Tom:Sanırım Gustav'ın özel çektiklerinden bahsediyorlar.
Gustav:Ah, tamam. Nasıl mıydı? Fotoğraf çekmek genellikle konuşmaktır(hö ), tamamen sade yapılan bir iştir. Ama güzel fotoğraf çekmek başka bir soru.
Tom:O aslında benim, güzel fotoğraf çeken.
Gustav:Sadece şans.
Soru 20:Fotoğrafçının bir fotoğraf çekiminde sizden yapmanızı istediği en tuhaf şey neydi?
Bill:Hatırlayabileceğimden eminim, bekleyin...
Tom:Yapmamızı istedikleri...
Bill:Burada hiç isimden bahsedemeyiz.
Tom:Bunu yapmayacağız zaten ama hatırlamaya çalışıyorum. (oğlanlara soruyor)Yapmamızı istedikleri gerçekten eğlenceli olan şey neydi?
Uzun bir duraklama!!
Georg:Hmmm?
Bill:Benden tuhaf bir şeyler istediklerinden eminim, ama beni gerçekten güldüren hangisiydi hatırlayamıyorum.
(fısıldaşmalar bir süre devam ediyor)
Bill:Pekala, bu hikayeyi anlatabiliriz. Birileri bizden bankanın müşterilerine verdiği hesap özeti almamızı istedi ve sonra...
Tom:.....Ve sonra giysilerimizi çıkartmamızı ve hesap özetini "dick"lerimizin önüne tutmamızı istedi!(dick'in anlamını hiçbir yerde bulamadım ama hepinizin bi tahmini olduğundan eminim adamın yaratıcılığına hayran kaldım yanlız fotoğraf çekiminde resmen fantezi yapmış ya )
Çevirmen:Hayııııır?!
Tom:Tabi ki de evet.
Yüksek sesli gülüşmeler!!
Bill:Ama bunu yapmadık.
Tom:Benimkinin önüne tutmak için 50.000 kadar hesap özeti almak zorunda kalabilirsiniz.(ne demek istiyo ki xS)
Bill yarılmış burda
Soru 21: Sizin müziğinizden olumlu etkilenen bir çok fanla iletişim kurdum-onları sanki bir çok şeyden kormuşsunuz gibi hissediyorlar. Böyle bir sorumlulukla yaşamak zor mu?
Bill:Bence kimsenin hayatı mükemmel değil ve bence biryerlerde hayatı mükemmel olan birilerinin olduğu sadece büyük bşr söylenti. Bu sadece var oluş değil. Bu insanları müziğimizle etkileyebildiğimiz, mutluluklarını arttırabildiğimiz ve kendileri hakkında daha iyi hissettirebildiğimiz için çok mutluyuz. Güzel bir mevkide bulunuyoruz ve kendimizi baskıya sokmuyoruz, sadece gerçeklerden zevk alıyoruz. Bu müzik yapmaktan hoşlanmamızın sebebi çünkü bu duygularınızı ifade etmekle ve insanların kalbine dokunmakla ilgili. Ve eğer bunu duyuyorsanız, bunu yapabiliyorsunuzdur bu yüzden bu sizi yaptığınız şeyi devam ettirmek için yüreklendiriyor.
Tom:Bütün sorulara cevap vermek zorunda mıyız?(Tom, duygusuz musun sen yavrum? Amacın ne? Bill tam damardan girmiş döktürüyo senin ettiğin lafa bak )
Çevirmen:Sadece devam etmeyi sürdür. Eğer buradan üç gibi ayrılmamız gerekiyorsa...
Soru 22: Sizi ne ağlatır?
Tom:Peki, eğer en iyi arkadaşım ve Bill beni güldürürse ağlamaya başlarım.(ne alaka =D)
Bill:Ve tabii ki de kalbine dokunan ve seni üzen şeyler. Bu herkes için aynıdır sanırım. Tabi ki de en önemli şey ailem ve arkadaşlarım. Ve bunun dışında köpekler için de büyük bir kalbim var, köpekleri gerçekten severim.
Georg:Evet, hepimiz severiz.
Bil:Hepimizin kendi kpeği var ve onlar bize çok şey ifade diyorlar. Ailemizin bir parçası gibiler ve eğer onlara birşey olursa sonrasında altüst olursun ve ağlamaya başlarsın.
Soru 23:Katıldığınız en iyi canlı şov hangisiydi?
Gustav:Benim ki Metallica'nın 06.06.2006'da Berlin'deki şovuydu.
Bill:Gerçekten en iyi diyemeyiz, ama belki sonuncusu. Çünkü her sanatçının her zaman farklı gösterileri oluyor. Popo altyapılılardan, rock altyapılılardan ve altyapısızlardan birşeyler gördüm(gülüşmeler)bu yüzden en iyiyi seçmek zor. Ama en son beraber gittiğimiz Pink'ti ve gerçekten güzeldi.
Ne zaman gittikleri hakkında tartışma başlıyor
Soru 24:Eğer dünyayı yönetseydin ilk yasa ne olurdu ve sarayınız nerde olurdu?
Bill:tekrarla. Yeniden dinlemek istiyorum.(Tom ve çevirmen beraber tekrarlıyor)(çevirmeni kıskandım xD)
George:Saray Maldivler'de olurdu.
Bill:Farklı "atolls"(anlamını bulamadım)seçerdim, olmazsa da bu sadece sizin için çok büyük olmalı. sadece büyük bir ada için yeterli kumu alırdım ve sarayı inşa ederdim.
Tom:Ve ilk yasa şöyle olmalıydı. 5000 metre kare yakınındaki her bekar kadın çıplak olmak zorunda.(ay çok seviyorum bu çocuğu ya )
georg:Genellikle her kadın.
Soru 25:Yaşamın anlamı nedir
(Not: Cümlenin sonundaki gülümseyen surata rağmen oğlanlar bu soruyu ciddiye alıyorlar.)(Not 2: Gustav bu kartı röportaj boyunca diğerlerinin altında saklamış.)
Bill:Hayatın anlamı...
Tom:....herkesin kendi sorumluluklarıdır. Ama genellikle denir ki.... sadece mutlu olmak. Ve ne yapmaktan hoşlanıyorsan onu yapmalısın mutluluğunu korumak için.
Bill:Herkes kendisi için keşfetmelidir. Eğer bir şey dersen, bu diğerleri için aynı olmaz. Çünkü herkesin bakış açısı farklı. ve bu yüzden buna kural koyamazsınız. Kendiniz için bir tane bulmalı ve onu izlemelisiniz.(İtiraf etmeliyim ki en çok Bill'in düşüncelerine saygı duyuyorum)
Tom:Benim hayatımın anlamı eğlenmek.
Bu da röportajın ses kaydı ;
http://rapidshare.com/files/55000854/Interview-Street_Team.zip.html